Engel Değil, Hatırlatma: Güvenli Çalışma Ortamları İçin Engelliler Haftası
Engelliler Haftası’nı her yıl 10–16 Mayıs tarihleri arasında kutluyoruz. Ancak kutlamaktan öte, bu hafta bize çok kıymetli bir şeyi hatırlatıyor: İş yerlerinde herkes için güvenli ve erişilebilir ortamlar yaratıyor muyuz? İş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri olarak hazırladığımız her plan, her talimat ve her uygulama; tüm çalışanları gerçekten kapsıyor mu? İşte bu hafta, bu sorularla yüzleşme haftasıdır.
Her bireyin çalışma hakkı olduğu gibi, güvenli çalışma hakkı da vardır. Bu hak, fiziksel ya da duyusal farklılıklar nedeniyle ortadan kalkmaz. Aksine, daha fazla hassasiyet gerektirir. Görme, işitme, yürüme veya anlama konusunda desteğe ihtiyaç duyan çalışanlar da bu sistemin içindedir. Ve sistemin güvenli olması, ancak tüm bireyleri hesaba kattığımızda anlam kazanır.
SZUTEST Ortak Sağlık Güvenlik Birimi olarak; sunduğumuz İSG hizmetlerinde, çalışanların bireysel ihtiyaçlarını merkeze alan bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Risk değerlendirmelerimizden acil durum eylem planlarımıza, periyodik kontrollerden sağlık gözetimlerine kadar tüm süreçlerde engelli çalışanların güvenliği için özel önlemler alıyoruz.
Acil durum planlarımızda, özel politika gerektiren çalışanlara dair hükümlerin yer alması gerektiğini hatırlatıyoruz. Hamile çalışanlardan geçici sakatlık yaşayanlara, kronik rahatsızlığı olanlardan kalıcı engeli bulunanlara kadar her birey planın bir parçası olmalıdır. Bu durum yalnızca bir evrak düzenlemesi değil, gerçek hayatta karşılığı olan bir sorumluluktur. Acil bir tahliyede, yardıma ihtiyaç duyan bir çalışanın yanında kim olacak? Bu sorunun cevabını planlarımızda net şekilde verebilmeliyiz. Bu nedenle, refakatçi personel atamaları yapılmalı, bu kişiler görevlerini bilmeli ve tatbikatlara aktif olarak katılmalıdır.
Bir yangın alarmı çaldığında işitme engelli bir çalışana ses ulaşmaz. Ama görsel bir uyarı sistemi ona ulaşabilir. Görme engelli bir çalışana yazılı tahliye planı anlamsız olabilir; ancak sesli yönlendirme ile güvenli bir çıkış sağlayabiliriz. Hareket kısıtlılığı olan bir çalışan için tahliye süresi daha uzun olabilir; ona özel tahliye planı, önceden tanımlanmış yardım noktası ve refakat desteğiyle bu süre güvenli hâle getirilebilir.
İş sağlığı ve güvenliği, sadece kaza önlemeye odaklanmamalıdır; aynı zamanda kimsenin geride kalmadığı bir sistem kurmakla da ilgilidir. Engellilik, çoğu zaman çevresel yetersizliklerin sonucudur. O yüzden engelli bireyleri sisteme uydurmaya çalışmaktan çok, sistemin kendisini dönüştürmeliyiz.
4857 sayılı İş Kanunu gereği, 50 ve üzeri çalışanı bulunan özel sektör işverenlerinin en az %3 oranında engelli personel çalıştırma yükümlülüğü vardır. Ancak bu yükümlülük sadece bir sayı hedefi olarak görülmemelidir. Bu istihdamın anlamlı olabilmesi için iş yerinde fiziksel erişimden acil durum planlarına kadar her şeyin uyumlu ve güvenli hâle getirilmesi gerekir. Gerçek kapsayıcılık, bu çalışanların sadece işe başlamasıyla değil, aynı zamanda güven içinde çalışabilmesiyle mümkündür.
SZUTEST Ortak Sağlık Güvenlik Birimi olarak biz, işyerlerine sunduğumuz kapsamlı hizmetlerle bu kapsayıcılığı sağlamayı hedefliyoruz. Hizmetlerimiz arasında; iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmeleri, mobil sağlık taramaları, risk analizi, acil durum planlaması, ortam ölçümleri, periyodik kontrol hizmetleri ve çalışan eğitimleri gibi pek çok başlık yer alıyor. Tüm bu süreçlerde, engelli bireylerin ihtiyaçlarını göz ardı etmeden, tam kapsayıcılıkla hizmet sunuyoruz.
Engelliler Haftası vesilesiyle tüm iş yerlerini, acil durum planlarını, tahliye senaryolarını, eğitim materyallerini ve fiziksel koşullarını bu gözle tekrar değerlendirmeye davet ediyoruz. Çünkü güvenlik, bir ayrıcalık değil; herkesin hakkıdır. Ve bu hak, ancak birlikte hareket edersek gerçek olur.